18 Mayıs 2013 Cumartesi

ilk Fotokopi Makinesi


İlk Fotokopi Makinesi

Fotokopi makinesi, çeşitli belgeleri ve diğer görsel materyalleri hızlı ve ucuz bir şekilde çoğaltmak için kullanılan bir cihazdır. Türk Dil Kurumu tarafından tıpkıçekim sözünün uygun bir karşılık olduğu bildirilmektedir.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Dünyadaki İlk Barometre

Dünyadaki İlk Barometre 

Dünyadaki ilk barometre Evangelista Torricelli tarafından 1644 yılında yaptığı çeşitli deneyler sonucu icat edildi.

Evangelista Torricelli (d. 15 Ekim 1608, Feanza-İtalya - ö. 5 Ekim 1647, Floransa) Açık hava basıncı üzerine yaptığı deneyleriyle tanınan İtalyan fizik ve matematik bilginidir.

1 Mart 2012 Perşembe

Dunyadaki ilk Kan Bankasi



Dünyadaki ilk Kan Bankası
Bugün bilinen anlamıyla ilk kan bankası, 1931 yılında Moskova Acil Yardım Hastanesi'nde, Profesör Sergey Yudin tarafından kuruldu. "ilk Kan Bankası" deyimi ise, 1937 yılında Chicago'daki Cook County Hastanesi Kan Merkezi'ni kuran Bernard Fantus tarafından kullanıldı ve daha sonra deyim, dünya çapında yerleşti.

15 Şubat 2012 Çarşamba

Dunyadaki ilk Roman


Dünya edebiyatında yazılı ilk roman


Dünya edebiyatındaki ilk hikayeci ve eseri : Boccaio Decamkeron

Komedi türünün  ilk   büyük ustası : Aristofanas

Trajedi türünün  ilk  büyük ustası : Aiskylos

Deneme türünün kurucusu : Montaigne

13 Şubat 2012 Pazartesi

Dunyadaki ilk Bilgisayar

İlk Bilgisayar

Bilgisayar belirli komutlara göre veri işleyen ve depolayan bir makinedir.

Bilgisayarlar çok farklı biçimlerde karşımıza çıkabilirler. 20. yüzyılın ortalarındaki ilk bilgisayarlar büyük bir oda büyüklüğünde olup, günümüz bilgisayarlarından yüzlerce kat daha fazla güç tüketiyorlardı. 21. yüzyılın başına varıldığında ise bilgisayarlar bir kol saatine sığacak ve küçük bir pil ile çalışacak duruma geldiler. Toplumumuz kişisel bilgisayarı ve onun taşınabilir eşdeğeri, dizüstü bilgisayarını, bilgi çağının simgeleri olarak tanıdılar ve bilgisayar kavramıyla özdeşleştirdiler. Günümüzde çok yaygın kullanılmaktadırlar.

19 Ocak 2012 Perşembe

Tarihteki ilk Sampuan

İlk Şampuan - Tarihteki İlk Şampuan


ilk şampuan oldukça eski tarihlerde icat edilmiştir. Kaynamış su ile sabuna soda ve potas katarak bir karışım elde edilirdi ve bu karışım ilk şampuan olarak geçer. Hintçede champo sözcüğü masaj yapmak anlamına gelir. 


Şampuan nedir, nasıl tanımlarsınız? Türk Dil Kurumu'nun Türkçe sözlüğü, şampuanı “Genellikle saç yıkamada kullanılan sıvı sabun” olarak tarif ediyor. Ancak şampuan üreticileri bu tanımdan hiç hoşlanmıyor ve yetersiz buluyorlar. Konuştuğumuz şampuan üreticilerinin yaptıkları açıklamaların ortak paydasını aldığımızda, ortaya çıkan yeni tarif şöyle: “Şampuan bir saç temizleme ve bakım ürünüdür.” Konuyu incelemeye başladığımızda önce ürünün genel kabul görmüş bir tanımını yapma ihtiyacını duyduk. Bu tanım ileride göreceğimiz şampuan savaşları bölümünde işimize yarayacak. 

Şampuan Türkiye'ye  İlk kez 1950'lerin başında girdi. İlk zamanlarda şimdiki gibi sıvı halde satılmıyordu. Küçük paketler içinde alınan toz halindeki karışım, su ile karıştırılarak şampuan elde edilirdi..! Daha sonra cam şişelerde sıvı halde satılmaya başlandı. Ambalaj sektörünün gelişmesiyle günümüzdeki ambalaj şekline ulaşıldı. Kimya sanayiindeki gelişmelere paralel olarak, şampuanın içeriği de gelişti ve şampuanı bir tür “sıvı sabun” olma tanımından “bakım ürünü “ olma düzeyine taşıdı. Şampuanın Türkiye'de yaklaşık yarım asırlık bir geçmişi var. 

Şampuan sanayii, yakın geçmişteki krizlerden en önce etkilenen sanayilerden birisi oldu. Bunu başlıca iki nedeni var. Birincisi hammaddesinin dışa bağımlı oluşu. Artan döviz fiyatları hemen maliyetlere yansıtılıyor ve şampuanın fiyatı özellikle 2001'de tam deyimiyle füze gibi yükseliyordu. Şampuanın düzenli olarak her ay artan fiyatı, bu ürünün geniş kitleler tarafından tüketilmesini engelliyordu. Bir diğer neden ise bu sanayide ikame mallarının güçlü oluşuydu. Şampuanın terkedildiğinde çok daha ucuz olan sabuna geçiliyordu. Sonuçta pazarın hızla daraldığı gözleniyordu.

22 Aralık 2011 Perşembe

ilk Trafik Kazasi

Dunyadaki ilk Trafik Kazası - ilk trafik kazası


Dünyada ilk trafik kazası 1899 yılında meydana geldi. Kayıtlara geçen ilk trafik cezası ise 24 kilometre olarak belirlenen hız sınırını 25 kilometre süratle giderek ihlal eden sürücüye kesildi.


Dünyadaki ilk ölümle sonuçlanan trafik kazası 17 Ağustos 1896 günü, İngiltere ‘nin Londra kentinde ehliyetini yeni alan bir kişi tarafından gerçekleşmiştir.


Kazaların en önemli nedenleri arasında sürücü hataları ve yol koşulları geldiğine dikkat çeken bir firma trafik kazası risklerinin artığı kış yol şartlarına uyumlu, güvenli araç sürüşü ve hazırlık önlemleri konularında sürücüleri bilinçlendirmeye devam ediyor. 

ilk trafik kazası   ndan ilk trafik cezasına ve hız sınırına dek bugünkü neslin hatırında bulunmayan pek çok ilginç sorunun yanıtının yer aldığı tablodaki bazı “ilk”ler şöyle:



ilk trafik kazası  , 1899 yılında meydana geldi.


İlk hız sınırlanması, 1901 yılında ABD’de uygulandı ve hız sınırı şehir içinde 24, şehir dışında ise 35 kilometre olarak belirlendi.


İlk trafik cezası, 24 kilometre olarak belirlenen hızı sınırını 25 kilometre süratle giderek ihlal eden sürücüye yazıldı.


İlk cankurtaran, 1792 yılında Napolyon’un özel cerrahı Baron Dominigue Jean Larrye tarafından yapıldı ve yine ilk olarak İtalya ile 1796-1797 yıllarında yapılan savaşlarda kullanıldı.


İlk emniyet kemeri 1930’da ABD’de bulundu, 1954 yılında yasalaştı, 1956 yılında ise zorunlu hale getirildi. Türkiye’de ise 1995 yılında emniyet kemeri yasal zorunluluk haline getirildi.
İnsan ya da hayvan gücü ile çalışan ilk basit makineler, M.Ö.300 yılında Atina yöresinde kullanıldı.


Dünyadaki ilk asfalt M.Ö. 2500 yılında Pakistan’da Mohenjadoro hamalları ve Mezopotamyalılar tarafından kullanıldı.
       
Türkiyede İlk Trafik Kazası



türkiye'deki ilk trafik kazası 26 ocak 1912 tarihinde gerçekleşmiştir.o gece saat 22 sıralarında, istanbul zincirlikuyu´dan hızla gelen bir otomobil, şişli câmii önünde idris isimli bir şahsa çarpmış ve sürücüsü neye uğradığını şaşırarak aynı hızla kaçarken, pangaltı´da, polislerin ´ihtar ateşi´ ile durmak zorunda kalmıştı.
bu şoför, italyan sefâreti´nde görevli frederico rasi isimli bir memurdu. hemen tutuklanmış ve idris´in kaldırıldığı etfal hastanesi´nde vefât etmesiyle de iş büyümüştü. ancak, italyan sefareti´nin, hem idris´in ailesine yüklü bir tazminat ödemeyi, hem de rasi´ye gereken cezayı vermeyi kabul etmesiyle, dosya ertesi gün kapatıldı. ama, istanbul halkının, bu olayı aylarca konuştuğu söylenir.




BAZI ARAŞTIRMA SONUÇLARI


Dergide ayrıca, trafikle ilgili bazı araştırma sonuçlarına da yer verildi. Buna göre;
Saatte 50 kilometre süratle giden araçtaki 75 kilogramlık insanın ağırlığı, 2 bin 250 kilograma (yetişkin bir filin ağırlığı) ulaşıyor. 



Saatte 30 kilometre ile giden araçta meydana gelen kazalarda ölüm riski yüzde 10, yaralanma riski yüzde 40; saatte 50 kilometre süratle giden araçta meydana gelen kazalarda ölüm riski yüzde 30, yaralanma riski ise yüzde 100.


Araçtaki 10 kilometrelik hız artışı, Türkiye’ye yılda 132 katrilyon lira ek yakıt tüketimi maliyeti olarak yansıyor.